Katma değeri yüksek-orta ve ileri teknoloji gerektiren yatırımları desteklemek için hayata geçirilen Proje Bazlı Teşvik Sistemi kapsamında 23 proje ve 19 büyük ölçekli firmaya yatırım teşvik belgesi verilerek orta ve uzun vadede cari açığın azaltılması hedefleniyor. Bu çerçevede, teşvik verilen ürün grubunun özellikle Türkiye’nin sanayi üretimi ve ihracatı için önem teşkil eden teknoloji seviyesi yüksek ithal hammadde girdi ürünleri kapsaması cari açığı oluşturan yapısal unsurların ortadan kaldırılmasına dönük önemli bir adım olarak düşünülüyor.
Teşvik verilen projeler sonucunda üretilecek ürünler, genel olarak 12 grupta sınıflandırılıyor. 1 Her bir ürün kümesindeki net ithalat, 2017 yılındaki değerlerine göre sıralanarak Grafik 1’de verilmekte. Türkiye’nin neredeyse tamamında dış ticaret açığı verdiği teşvike konu ürünlerin net ithalatı, 2013-2017 döneminde artış ve azalışlar sergilese de belirli bir düzeyde tutunmuş. Buna göre en fazla net ithalatın, diğer bir deyişle en yüksek dış ticaret açığının, kimyasal ve plastik ürün sanayinin kullandığı en önemli hammadde olan polimer ve propilen ürünlerinde olduğu göze çarpıyor. Söz konusu iki ürünün net ithalatı 2017 yılında toplam 7,3 milyar ABD doları olarak gerçekleşmiş. 2017 yılında cari açığın 47,4 milyar ABD doları olduğu göz önüne alınırsa sadece bu iki ürünün cari açığa olumsuz etkisinin göz ardı edilemeyecek seviyede olduğu değerlendiriliyor. Diğer taraftan, güneş paneli ve aksamları net ithalatının, 2013 yılındaki 42 milyon ABD dolarından 2017 yılında 3,5 milyar ABD dolarına sıçraması dikkat çekmekte. Son yıllarda yenilenebilir enerji sektörüne yapılan yatırımlarla birlikte değerlendirildiğinde bu sonucun çok da şaşırtıcı olmadığı düşünülüyor.
Teşvike konu olan ürünlerin toplam net ithalatı, 2013 yılındaki 13,6 milyar ABD dolarından yaklaşık 3 milyar ABD doları artarak 2017 yılında 17 milyar ABD dolarına yükselmiş. Altın ve enerji hariç ara malı net ithalatındaki toplam payları ise yaklaşık iki puan kadar yükselerek 2017 yılında yüzde 30 düzeyine ulaşmış. Bu bağlamda, teşvik kapsamındaki ürünler dış ticaret açığındaki önemli payı ile dikkat çekiyor. Bu ürünlerdeki net ithalatın, altın ve enerji hariç cari açığa oranı ise son dört yılda yaklaşık yüzde 40’lar seviyesi etrafında dalgalanmış. Söz konusu ürünlerin büyük bir kısmının, sanayi üretimi ve ihracatı son yıllarda hızla artan kimyasal madde ve plastik sektörlerinin temel girdilerinden olması, ileriki yıllarda ithal girdi faturasını daha da artırma potansiyeli taşıyor. Ayrıca yenilenebilir enerji yatırımlarının giderek artacağı dikkate alındığında önümüzdeki dönemde güneş paneli ithalatı cari açığı artırmaya devam edebilir. Bu çerçevede, teşvik sistemi kapsamına giren projelerin hayata geçirilmesiyle cari açık üzerindeki baskının kayda değer oranda azalacağı öngörülüyor.
Sonuç olarak proje teşvik sistemi cari açık yaratan, yüksek teknoloji yoğunluklu ve sanayi üretimi için gerekli, çoğunlukla ithal edilen ara malı niteliğindeki ürünleri hedeflemekte. Söz konusu ürünlere yönelik sabit yatırımların büyük çapta olacağı göz önüne alındığında, projelerin kısa vadede özellikle yatırım malı ithalatı üzerinden cari açığı arttırma potansiyeli bulunuyor. Ayrıca, bu teşviklerin seçilmiş büyük firmalara verilmesinin yatırımların başarısı açısından önemli olduğu düşünülüyor. Bu çerçevede, proje teşvik sistemi her ne kadar kısa vadede yüksek sabit yatırım maliyetleri kanalı ile cari açığın dönemsel bileşenini kısa vadede olumsuz etkileyebilecek olsa da orta ve uzun vadede söz konusu ürünlerin büyük oranda yurt içinde üretilmesi kanalı ile cari açığın özellikle yapısal bileşenine olumlu katkıda bulunacak.
[1] İşlenmiş alüminyum, karbon elyaf, elektrikli batarya, kalp kapakçığı, polietilen tereftalat (PET), monoetilen glikol (MEG), Çinko, demir yolu taşıtları ile dizel motor, işlenmiş bakır, polipropilen, güneş paneli ve aksamı, polimer.